Narsist bir anne ile Pavlov'un köpeğinin ilişkisi nedir?



Üniversitedeyken oda arkadaşım her sabah mutlaka annesini arardı. Ya da annesi onu. Günün geri kalanında da bu aramalar devam ederdi. O gün ne yediğinden, ne giydiğine, sınıfta neler olduğundan hava durumuna kadar her şeyi anlatırdı tüm ayrıntısı ile. Doğru olan budur diye yazmıyorum bunu.Günde 4-5 kere telefonla konuşmakta garip çünkü bence.

Benim annemle olan telefon konuşmalarımın ortalama uzunluğu 2.5 dakika. Annemle bazen 2 hafta hiç konuşmadığımız olur. Ben aramam o aramaz. Konuştuysak mutlaka bir sebebimiz vardır. Yani öyle sohbet hal hatır sormak değildir amacımız. Ya İstanbul'a gelecektir, ya bişey olmuştur, ya bana bişey olmuştur vs vs. Arayıp kızım nasılsın iyi misinler olmaz. Yeni işe girerim ilk iş günün nasıldı, sevdin mi, heyecanlı mısın, her şey yolunda mı... olmaz! 

Hatta 1 yıl amerikaya gittiğimde bile bu durum değişmedi. Sykpe kullanamıyorlar diye ben konturlu telefondan arardım. (Annemin teknolojiyi de gayet iyi kullanabildiğinin altını çizmem gerekir. Sykpe'ı da istese pek ala çözerdi. Neyse...) Bir keresinde o kadar bunalmıştım o kadar bunalmıştım ki, aradığımda bana komşunun kızının bilmem nesini anlatması hafızama kazındı. Orada da nasıl alıştın mı, kültürleri nasıl, sabah kaçta kalkıyorsun, zor mu, ingilizcen gelişiyor mu... gibi sohbetlerimiz olmazdı.

Annemle ne zaman telefon görüşmesi yapsak, o telefon kapandığında içim şişmiş olur hep. Çünkü hep kötü, nahoş, tatsız konularla ilgili telefonla konuşmuşluğumuz vardır. Hep bu yüzden arar beni. Buna o kadar alıştım ki, annemle telefon görüşmesi yapmak demek kapatınca içinin sıkılması tadının kaçması moralinin bozulması demek oldu.

Pavlov'un deneyini bilen bilir. Bilmeyenler için; Pavlov bir deney yapar zil çalar köpeğine yemek ver, zil çalar köpeğine yemek verir, bunu böyle tekrarlar... Sonra köpek o kadar alışır ki zil çaldığında yemek gelecek zanneder falan filan... 
İşte narsist bir anne ile Pavlov'un köpeğinin ilişkisi budur. Hikayede annem Pavlov ben köpek. Telefonumda annemin aradığını gördüğümde dahi konuşmasam, o telefonu açmasam, ya da konuştuğumuzda şans eseri kötü bir şeyden bahsetmese bile ben daralıyorum nefesim kesiliyor. 

Bir not daha: dikkat ettim şimdi, annem beni hep başkalarının yanındayken arıyor. Bu konuyu önceki yazılarımızda ele almıştık sayın okur. Muhtemelen sonraki yazılarımızda da ele alacağız. Narsistin başkalarının yanında açığa çıkan sevgisi ve ilgisi... 

Telefona dönelim. 

Bir diğer husus annemin sesinin sürekli cansız, sürekli depresif, sürekli mutsuz sürekli negatif gelmesi. Hep! Her telefonda! Onun da dertleri vardır vs ok. Ama gerçekten artık başkasının yükünü sırtlayamayacağım. Bu kısımlara hiç girmiyorum o yüzden. İçinden belki annesinin de bir derdi var diyen varsa yazsın. Cevaplarım seve seve. Çünkü insan hangi yaşta olursa olsun, sıcak bir ses tonu, mutlu bir insan, pozitif haberler, iç açan bir telefon konuşması bekliyor.

Peki napıyorum? Artık telefonlarını mümkün olduğu kadar az cevaplıyorum. Açmadan önce derin derin nefes alıp kendime telkinlerde bulunuyorum. O an çok mutlu bir anımda isem açmıyorum telefonu. Çare mi? Sanki biraz daha kaçış gibi. Şimdilik yapabildiğim bu. 

Kıssadan hisse, çocuklarınızı bazen sıcacık sesinizle sadece sesini duymak istedim deyip arayın.

Sevgiler,


Yorumlar

  1. Üniversite yıllarında bende hergün konusurdum annemle çünkü aramazsan küserdi. Kendisi de arardı ama benim sağlığımı rahatımı düşündüğünden değil başıma birşey gelir kaçırılırim tecavüze uğrarım diye. Çünkü o zaman başkalarına ne derdi utanırdı. Ama ölsem sorun değilmiş Allahın emri dermiş.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anne Sen Bana Ne Yaptın?

Tavsiye: Var Olan Annenin Yokluğu

Kendi kendine ebeveyn olmak - Özşefkat