Kayıtlar

Ekim, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İletişmek

Merhaba, Zaman zaman yorumlarınızda yazıyorsunuz. Eminim bazen de okuyup içinizden geçiriyorsunuz. narsistbiranneninkizi@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz. Sevgiler,

Birini sevdiğinizi nasıl anlarsınız?

Sevdiğimizi düşündüğümüz insanları gerçekten seviyor muyuz? Ya da toplum düzeni, alışkanlıklar, öğrenilmiş hareketler vs bize dayatılan ya da zorla bir dayatma olmasa da bir anda kendimi o kişiyi/şeyi seviyor bulduğumuz durumlarda gerçekten sevdiğimizi nasıl anlarız? Belki de sevmiyoruzdur? Belki de artık sevmiyoruz ama farkında değiliz? Sevmek nedir? .... Mesela bir kişiyi, bir işi, bir nesneyi... etrafta kimse yokken de seviyorsak seviyoruz diyebilir miyiz, bu bir kıstas olabilir mi? Örneğin instagramda paylaşamayacak olsak o yemeği yine de öyle özenli sfora düzeni ile yer miyiz? Ya da tüm çevremiz karşı çıksa ve tasvip etmese de aynı adamla birlikte olur muyuz? Markasını kimse öğrenemeyecek olsa da o elbiseyi alır mıyız? Elimizde başka fırsat olsa, yine de aynı işi yapar mıydık? Elimizde fırsat olsa neleri, kimleri değiştirirdik hayatımızda? Hiç kimsenin gerçekten hiç ayıplamayacağını, kızmayacağını, sanki dünyanın en olağan şeyi gibi davranacağını bilsek yine o geçineme

Var olan annenin yokluğunu hissedenler kulübü

hayatımın muhtemelen en stresli ve yalnız dönemini yaşadığım şu günlerde, bir de üzerine her zamanki gibi annemle kavgalarım, onun desteksizliğinin (benim mutsuz olmam değil anneme göre annemin benden daha çok etkilenmesi mesela) eklenmesiyle iyice çöktüğümde bu durumu bilen bir arkadaşımın tavsiye ettiği kitap. ismini duyar duymaz koşarak almaya gitmem, dünyada böyle birşeyin üzerine kitap yazılacak kadar tanımlanmış olması beni çok şaşırtmıştı. bana göre annem sorunları olan, eleştirmekten başka bir duygu bilmeyen ve herhangi bir sevgi göstermeyen kadındı. yada sevgisini göstermeyen diyelim. bazen nefretini kusan. dokunmayan. asla hatırlayamadığım şeyler için benim varlığımı suçlayan. annem vardı, yok değildi. “benim annem öyledir yaa” diyerek işin içinden çıkardım. bu yüzden bu sorunu kimsenin anlamasını beklemiyordum. en annesiyle geçinemez diye bildiklerim bile zora girdiklerinde annelerine sığınabiliyor, onların yanını herşeye rağmen “cennet gibi” diyerek tasvir ediyordu. bense

Depresyon

İşe gitmek istemiyorum. Hatta işimi sevmemeye yok yok nefret etmeye başladım. Bütün hayatım boyunca bu işi yapacak olma fikri nefesimi kesiyor. Kötü manada tabi ki. Makyaj yapmak istemiyorum. Yataktan kalktığım gibi işe gitme fikri ben şahane. Bir umut beslemiyorum içimde. Hayalim yok beni ayakta tutacak. En az 2 ay evde oturmak istiyorum. Sabahtan akşama kadar pinterest de dolaşabilirim mesela. 2 hafta sonra tatil için amerikaya gidiyorum. Bu bile olması gerektiği kadar heyecanlandırmıyor beni. Tadım tuzum yok. Hayatın da tadı tuzu yok bence. Vakit geçirme safhasındayım. Günler öyle geçip gidiyor. Ve ben umutsuzluktan dibe doğru gidiyorum. Bütğn hayat boyu bana günde 4 uyanık olduğum saat, haftasonu da 2 gün kalacak olması fikri beni iyice umutsuz yapıyor. Bunun için yaşıyor olamayız. Kapitalist düzenin çarkını döndüreceğiz diye ömrümüzü bir hiçliğe heba ediyoruz özetle. İstanbul beni baydın! Gitmek istiyorum. Temelli. Bu bugünün hayali değil üstelik. Aylardır yıllardır böyle... Git

Kızımın evine izin alıp mı geleceğim?

Resim
Bu blogtaki önceki yazıları okuyanlar bilir. Annemle ayrı şehirlerde yaşıyoruz. Aaaa hatta ayrı dünyaların insanlarıyız. Bu ayrı şehirler bile bana çare olmuyor. Mümkün olsa ayrı gezegene taşınıcam. Neyse... İstanbul'a -yani benim ikamet ettiğim şehre- gelir. Gelirken asla ne durumdayım sormaz. Burada abim, dayım vb akrabam var. Geldiğinde evli olmayan bir ben olduğum için bende kalır. Bunu yaparken asla ve asla sormaz. Sorma gereği duymaz. İzin almaktan bahsetmiyorum, laf arasında izin anlamına gelecek bir konuşma bile yapmaz. Gelmeye karar verdiği günden 1 gün önce geleceğini öğrenmişliğim bile var. Çünkü kendisi kızının evine izin alıp mı gelecek sayın okuyucu?! Sen kim köpeksin! Ben kimim ki bir izin, hadi izin olmasa da bir yoklama, bir ima, bir haber verme falan bekliyorum. Ben kimim ulan! Annem gelmeye karar vermişse benim nasıl bir söz hakkım olabilir?! Kendime geleyim! Haddimi bileyim lütfen! Not: En bir düğünde bir araya geldik. İstanbul'a gelmesini gere