Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Narsist bir anne ne kadar kötüleşebilir?

Resim
Cevap veriyorum: Baya kötüleşebiliyor. Annemle hala konuşmuyoruz. Bugün bir arkabamızdan aldığım habere göre benim için "Cenazeme bile gelmesin" diyormuş. Bakın kötü anne olabilirsiniz ama en kötüsü sanırım kötü anneliğinizi de kabul etmeyip şahane bir anne olduğunuzu iddia etmeniz. Bu cümleyi haketmek için tek bir cümle sarfettim hatırlatırım: "Neden geleceğini haber vermiyorsun?" Bu yani. Bu kadar. Karnıma oturan her öküzde ben daha çok uzaklaşıyorum senden. Sen bana bu hissi her yaşattığında benim kızgınlığım daha da artıyor. Birisi çıkıp haksızsınız, siz hatalısınız desin. Belki o zaman kendimi daha iyi hissedebilirim. Çünkü hiçbir şey yapmadan bana kendimi bu kadar kötü hissettirmeleri baya nahoş bir his. Bir gün anne olursam çocuğum ne yaparsa yapsın cenazeme bile gelmesin gibi bir cümle kurmamayı umut ediyorum.

Doğum gününde aramayan anne

Resim
Merhaba, Valla daral daral nereye kadar. Son zamanlarda depresyona doğru koşar adım gitmekteydim. Hayatımın her alanına yansıyan bir mutsuzluk, umutsuzluk, sabırsızlık, tahammülsüzlük vs vs. Biraz araştırdım ve yeni bir psikologa gittim bugün. Eski psikologum geçen seneki seans ücretini %50ye yakın arttırmış sağ olsun. O da ayrı bir yazı konusu tabi.. Neyse, ilk elektrik iyiydi. İyi gelecek, hiç şüphem yok. Şuan kendimi iyi hissettiğim için kötü şeylerden bahsetmek içimden gelmiyor.  :) Ama minik bir update: Son yazılarımda annemle bir düğün nedeni ile istanbula gelişinde yine yine YİNE beni yok saymasından dolayı konuşmaz olmuştuk malum. Hala durum aynı. Yaklaşık 2 aydır konuşmuyoruz. Bu duruma babam da katıldı nedenini bilmiyorum. Muhtemelen annemle konuşmadığımız cephe aldılar falan filan. Olay baya ileri boyutlarda doğum günümde bile aramadılar! Enteresan bence. Ben bir anne babadan hele 60 yaşlarına gelmiş iseler biraz olgunluk, biraz birleştiricilik, biraz bişey beklerim

İletişmek

Merhaba, Zaman zaman yorumlarınızda yazıyorsunuz. Eminim bazen de okuyup içinizden geçiriyorsunuz. narsistbiranneninkizi@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz. Sevgiler,

Birini sevdiğinizi nasıl anlarsınız?

Sevdiğimizi düşündüğümüz insanları gerçekten seviyor muyuz? Ya da toplum düzeni, alışkanlıklar, öğrenilmiş hareketler vs bize dayatılan ya da zorla bir dayatma olmasa da bir anda kendimi o kişiyi/şeyi seviyor bulduğumuz durumlarda gerçekten sevdiğimizi nasıl anlarız? Belki de sevmiyoruzdur? Belki de artık sevmiyoruz ama farkında değiliz? Sevmek nedir? .... Mesela bir kişiyi, bir işi, bir nesneyi... etrafta kimse yokken de seviyorsak seviyoruz diyebilir miyiz, bu bir kıstas olabilir mi? Örneğin instagramda paylaşamayacak olsak o yemeği yine de öyle özenli sfora düzeni ile yer miyiz? Ya da tüm çevremiz karşı çıksa ve tasvip etmese de aynı adamla birlikte olur muyuz? Markasını kimse öğrenemeyecek olsa da o elbiseyi alır mıyız? Elimizde başka fırsat olsa, yine de aynı işi yapar mıydık? Elimizde fırsat olsa neleri, kimleri değiştirirdik hayatımızda? Hiç kimsenin gerçekten hiç ayıplamayacağını, kızmayacağını, sanki dünyanın en olağan şeyi gibi davranacağını bilsek yine o geçineme

Var olan annenin yokluğunu hissedenler kulübü

hayatımın muhtemelen en stresli ve yalnız dönemini yaşadığım şu günlerde, bir de üzerine her zamanki gibi annemle kavgalarım, onun desteksizliğinin (benim mutsuz olmam değil anneme göre annemin benden daha çok etkilenmesi mesela) eklenmesiyle iyice çöktüğümde bu durumu bilen bir arkadaşımın tavsiye ettiği kitap. ismini duyar duymaz koşarak almaya gitmem, dünyada böyle birşeyin üzerine kitap yazılacak kadar tanımlanmış olması beni çok şaşırtmıştı. bana göre annem sorunları olan, eleştirmekten başka bir duygu bilmeyen ve herhangi bir sevgi göstermeyen kadındı. yada sevgisini göstermeyen diyelim. bazen nefretini kusan. dokunmayan. asla hatırlayamadığım şeyler için benim varlığımı suçlayan. annem vardı, yok değildi. “benim annem öyledir yaa” diyerek işin içinden çıkardım. bu yüzden bu sorunu kimsenin anlamasını beklemiyordum. en annesiyle geçinemez diye bildiklerim bile zora girdiklerinde annelerine sığınabiliyor, onların yanını herşeye rağmen “cennet gibi” diyerek tasvir ediyordu. bense

Depresyon

İşe gitmek istemiyorum. Hatta işimi sevmemeye yok yok nefret etmeye başladım. Bütün hayatım boyunca bu işi yapacak olma fikri nefesimi kesiyor. Kötü manada tabi ki. Makyaj yapmak istemiyorum. Yataktan kalktığım gibi işe gitme fikri ben şahane. Bir umut beslemiyorum içimde. Hayalim yok beni ayakta tutacak. En az 2 ay evde oturmak istiyorum. Sabahtan akşama kadar pinterest de dolaşabilirim mesela. 2 hafta sonra tatil için amerikaya gidiyorum. Bu bile olması gerektiği kadar heyecanlandırmıyor beni. Tadım tuzum yok. Hayatın da tadı tuzu yok bence. Vakit geçirme safhasındayım. Günler öyle geçip gidiyor. Ve ben umutsuzluktan dibe doğru gidiyorum. Bütğn hayat boyu bana günde 4 uyanık olduğum saat, haftasonu da 2 gün kalacak olması fikri beni iyice umutsuz yapıyor. Bunun için yaşıyor olamayız. Kapitalist düzenin çarkını döndüreceğiz diye ömrümüzü bir hiçliğe heba ediyoruz özetle. İstanbul beni baydın! Gitmek istiyorum. Temelli. Bu bugünün hayali değil üstelik. Aylardır yıllardır böyle... Git

Kızımın evine izin alıp mı geleceğim?

Resim
Bu blogtaki önceki yazıları okuyanlar bilir. Annemle ayrı şehirlerde yaşıyoruz. Aaaa hatta ayrı dünyaların insanlarıyız. Bu ayrı şehirler bile bana çare olmuyor. Mümkün olsa ayrı gezegene taşınıcam. Neyse... İstanbul'a -yani benim ikamet ettiğim şehre- gelir. Gelirken asla ne durumdayım sormaz. Burada abim, dayım vb akrabam var. Geldiğinde evli olmayan bir ben olduğum için bende kalır. Bunu yaparken asla ve asla sormaz. Sorma gereği duymaz. İzin almaktan bahsetmiyorum, laf arasında izin anlamına gelecek bir konuşma bile yapmaz. Gelmeye karar verdiği günden 1 gün önce geleceğini öğrenmişliğim bile var. Çünkü kendisi kızının evine izin alıp mı gelecek sayın okuyucu?! Sen kim köpeksin! Ben kimim ki bir izin, hadi izin olmasa da bir yoklama, bir ima, bir haber verme falan bekliyorum. Ben kimim ulan! Annem gelmeye karar vermişse benim nasıl bir söz hakkım olabilir?! Kendime geleyim! Haddimi bileyim lütfen! Not: En bir düğünde bir araya geldik. İstanbul'a gelmesini gere

Efkarım birikti sığmaz içime...

Resim
Sevgili okur, Böyle "içinin daralması" diye birşey gerçekten var. Yok yok mecazi anlamda değil, baya baya gerçek anlamında. Böyle mideni, bağırsaklarını, kalbini falan biri elinin içine almış suyunu çıkarmak için sıkışıyomuş gibi. Hani mücver yapacağın zaman kabakları rendeler elinle sıkarsın ya suyu kalmasın diye... İşte öyle birşey! Ya da "öküz oturması"... Örnek içinde kullanalım: mideme öküz oturdu. Yani gerçekten bir öküz üstünüze otursa o an ancak o kdr sıkkınlık acı üzüntü hissedersiniz. Bak kariyer yaptım, gökyüzüne eremesem de (öyle bir amacım hiç olmadı neyse ki...) kendime bakar oldum. Kendi kendine yetmek ne güzel his be! Ama bişey eksik! Tam anlatamadığım o hid hep benimle. Ancak birisine sımsıkı bağlanınca geçiyor. Oysa ne sağlıksız değil mi? Eşit mesafese olsak, iletişsek, sevgi alıp versek, ama kimseyi hiç yanımızdan gitmeyecek, giderse dünyamız kayacak gibi görmesek... Oysa ben itiraz ediyorum sevgili okur, ben sevince gördüm ki anne gibi

Narsist bir anne ile Pavlov'un köpeğinin ilişkisi nedir?

Resim
Üniversitedeyken oda arkadaşım her sabah mutlaka annesini arardı. Ya da annesi onu. Günün geri kalanında da bu aramalar devam ederdi. O gün ne yediğinden, ne giydiğine, sınıfta neler olduğundan hava durumuna kadar her şeyi anlatırdı tüm ayrıntısı ile. Doğru olan budur diye yazmıyorum bunu.Günde 4-5 kere telefonla konuşmakta garip çünkü bence. Benim annemle olan telefon konuşmalarımın ortalama uzunluğu 2.5 dakika. Annemle bazen 2 hafta hiç konuşmadığımız olur. Ben aramam o aramaz. Konuştuysak mutlaka bir sebebimiz vardır. Yani öyle sohbet hal hatır sormak değildir amacımız. Ya İstanbul'a gelecektir, ya bişey olmuştur, ya bana bişey olmuştur vs vs. Arayıp kızım nasılsın iyi misinler olmaz. Yeni işe girerim ilk iş günün nasıldı, sevdin mi, heyecanlı mısın, her şey yolunda mı... olmaz!  Hatta 1 yıl amerikaya gittiğimde bile bu durum değişmedi. Sykpe kullanamıyorlar diye ben konturlu telefondan arardım. (Annemin teknolojiyi de gayet iyi kullanabildiğinin altını çizmem ger

Yalnızlık Ömürboyu

Resim
Kötü çocukluk geçirmiş bir yetişkin hayat bence fazlasıyla zor.  Mesela çocukluğumdan beri o kadar ağır yükle uğraştım ki artık pilim tükenmiş gibi hissediyorum. Lütfen ama lütfen çocuklarınıza boylarından büyük yükler yüklemeyin. Hayat size adil davranmayıp elinizde olmayan nedenler ile koca koca yükler sundu ise ve bu durumdan mecburen çocuklarınız da etkileniyor ise en azından onları o yğklerden daha fazla büyük büyük, kocaman kocaman sevin. Sevin ki en az hasarla atlatsın. Hep tek başıma mücadele verdim. Hayatta hiç sırtımı yasladım, yaslayabilirim hissim olmadı. Hep ayakta durmak zorunda kaldım. Güçlü olmak hayat gayemdi. Hiç düşmemeli, düştüysem de kimse görmemeliydi. Ve başardım da... Sonuç: mario gibiyim, canım bitti ve prenses başka şatoda. (Şuan bunu daha önce yazdığımı hissettim. Dejavu.) İnsanların sanki hayata karşı dimdik durmak izin 100 birim limitleri var da, ben bunları çok erken yaşlarda kullanmaya başlamış gibi hissediyorum. Oysa normal ailelerde çocuk

Narsisti tanıma rehberi

Resim
İnternette denk geldim. Çeviri için vaktim olmamakla birlikte burada bulunsun dedim. Aşağıdakilere verdiğiniz cevaplar "evet", "evet" ve yine "evet" ise welcome to the club! When you discuss your life issues with your mother, does she divert the discussion to talk about herself? When you discuss your feelings with your mother, does she try to top the feeling with her own? Does your mother act jealous of you? Does your mother lack empathy for your feelings? Does your mother only support those things you do that reflect on her as a “good mother"? Have you consistently felt a lack of emotional closeness with your mother? Have you consistently questioned whether or not your mother likes you or loves you? Does your mother only do things for you when others can see? When something happens in your life (accident, illness, divorce) does your mother react with how it will affect her rather than how you feel? Is or was your mother overly cons

Narsist bir anne size ne hissettirir?

Resim
Az önce 3. derece kaynaklardan annemin 2-3 ay sonra gelip bende 15 gün 1 ay kalacağını öğrendim. Narsist bir anne daha 2 ay önceden sizi sancılara sokar. Teşekkürler anne. Neyse ki bilinçli tüketiciyim de kendimdeki tahribatı onarmadan dünyaya çocuk getirmemeyi  akıl edebiliyorum. Narsist bir anne sizi, anne olmak konusunda soru işaretleri ile başbaşa bırakır. Acaba onun gibi olur muyum? diye düşünürsünüz. Ama hayır siz bunun farkındasınızdır ve hayır onun gibi olmayacaksınızdır. Ama bu kez de bir çocuğa nasıl annelik yapılması gerektiğini teoride içseniz de kendi çocukluğunuzu yaşayamadan bir çocuğa can verme fikri size yük gibi gelir. Daha benim sevgiye şefkate kol kanat gerilmeye düşünce kaldırılmaya ihtiyacım varken, daha ben temel duygu ve ihtiyaçlara bu kadar açken ne çocuğu be dersiniz.  Gecenin bir vakti bu yazıyı yazarken arayıp "2 ay sonra geleceğini duydum bana sordun mu? müsait bir zamanında kendine gelebilir misin biraz? hayır benim evime benim iznim

Narsist ile 2 ay

Resim
"Sevdiğin her şeyi mahvedeceğim." Eveeett 7327742309 gün önce yeniden buradayım heyooooo nidaları ile döndüğüm bu minik bloguma bu kez gerçekten döndüm. (inşallah canım ya) Bak nedense buraya dönüşlerim hep kısmen daha iyi hissettiğim zamanlarda oluyor. Daha doğrusu üzerimden bir narsist anne taarruzu geçikten sonra.. Misal annem geldi ve iki ay kaldı bende. Normalde farklı şehirlerde yaşıyoruz (Thanks God!). 28 yaşımda olaya ayılıp şuan yani 30umda hala mücadele içinde olduğum narsist anne sendromu ile hayatıma devam ediyorum. Etmeye çalışıyorum. Hayat zaten zor, iyice zorlaştırıyor. Ah o çocukluk dönemim... Ah o şemalarım... (Şema? diyenleri Google'a alıp şema terapi falan diye aratmalarını rica ederim.) Olaya geri dönersek. Annem her hangi bir nedenden dolayı İstanbul'a gelmeye karar verdi. Bak karar verdi! Sormak, teklif beklemek, çağrılmak tabi ki yok. Ne münasebet! (Sen kimsin kızım ya, sen kimsin senin kendi hayatın, bir evin düzenin olabilir?! S