Var olan annenin yokluğunu hissedenler kulübü

hayatımın muhtemelen en stresli ve yalnız dönemini yaşadığım şu günlerde, bir de üzerine her zamanki gibi annemle kavgalarım, onun desteksizliğinin (benim mutsuz olmam değil anneme göre annemin benden daha çok etkilenmesi mesela) eklenmesiyle iyice çöktüğümde bu durumu bilen bir arkadaşımın tavsiye ettiği kitap. ismini duyar duymaz koşarak almaya gitmem, dünyada böyle birşeyin üzerine kitap yazılacak kadar tanımlanmış olması beni çok şaşırtmıştı. bana göre annem sorunları olan, eleştirmekten başka bir duygu bilmeyen ve herhangi bir sevgi göstermeyen kadındı. yada sevgisini göstermeyen diyelim. bazen nefretini kusan. dokunmayan. asla hatırlayamadığım şeyler için benim varlığımı suçlayan. annem vardı, yok değildi. “benim annem öyledir yaa” diyerek işin içinden çıkardım. bu yüzden bu sorunu kimsenin anlamasını beklemiyordum. en annesiyle geçinemez diye bildiklerim bile zora girdiklerinde annelerine sığınabiliyor, onların yanını herşeye rağmen “cennet gibi” diyerek tasvir ediyordu. bense en zorda olduğumda bile hayat planımın başarılı olup olmadığını onun yanında olmamamla ölçüyordum. demekki sorun bendeydi. o kadar zaman terapiye gitmeme rağmen bunun üzerine çok eğilmemiştik. daha doğrusu ben büyütülecek birsey yok, annem depresyondaydı ve sonucları bunlardı dıye dusunurdum. butun ilişkilerimi gözden geçirdiğimde, ilaç kullandıgım kısa bir dönem hariç her daim bağımlı taraf olduğumu, terk edilmeye yada uzak durulmaya karşı tepkimin karsımdakinin gitmemesi için yalvarmaya dönmesinin anneme bağlı olduğunu, herseyi tek basıma yapmak ve en zor anımda bile yardım talebi denen seyden bihaber olmamın annemle alakalı oldugunu bilmiyordum. bana anne şevkati gösteren yöneticimin bana ihtiyacı olduğunu düşündüğüm dönemlerde iş aramayışıma sebep olan şeyin bu olduğunu bilmiyordum. sonunda gerçekten iyi bir iş bulup ayrıldığımda benim için destek olmasının niçin bu kadar anlamlı olduğunu anlamıyordum. arkadaşlarımın annelerine, bazen ona kızsam da kayınvalideme bile bağlanırken anneme karşı nötr hissetmemin sebebinin bu olduğunu bilmiyordum. neden bu kadar detaylı yazıyorum, burda birsürü anne, aday, yeni anne vs var. okuyun. bu kitabı mutlaka okuyun. önce kendi endişelerinizi tedavi edin ama çocuğunuza bir var bir yok davranmanın onun hayatını ne dereceye getirebileceğini öğrenin. sadece fiziksel olarak var olan bir annenin verebileceği zararları bilin. ruhunuzla birlikte cocugunuzun yanında olun. onun dogru davranıslarını onaylarken hatalı olanları birlikte düzeltin. ben annemin tek bir kere beni övdüğünü hatırlamıyorum mesela. başarılı bir öğrenci olmamın, öğrenciliğim sırasında para kazanmamın, güçlü olmamın, onlardan çok fazla maddi destek almadan evlenmemin falan onun gözünde bir değeri yoktu. mutlaka kıyaslayacağı benden çok daha iyi birisi vardı ve ben her daim yetersizdim. ve hep kendimi her türlü ilişkide böyle hissettim. özgüven patlaması yaşamam gereken konularda bile ezik oldum.
bu kitap, anne ile 0-3 yaş arası ve sonrası yaşanılanların yetişkinlik hayatımızda bile bizleri ve ilişkilerimizi hayatımızı nasıl etkilediğini gösteriyor. kötü annelik yaşamış kişilerin; anne olmaktan kaçınmalarından, ikili ilişkilerde bağımlı olduklarından, kimi zaman bakım almayı bilmedikleri için kendi tedavileri için bile başkalarına bakım verdiklerinden dem vuruyor. öyle cümleleri var ki, okurken suratıma yumruk yemiş gibi hissettim. yaşadıklarım ne kadar zor olursa olsun destek ve sığınma yeri olarak annemi görmemem mesela, bu durumu ölesiye reddetmem bana bu süre zarfında yapmayacağımı düşündüğüm seyleri yaptırdı. o desteği veya güveni onun yerine konulan kişilerden (eş, baba, arkadaşların anneleri vb) ölesiye bir ısrarla talep edebilmem, ama onların bana anne sevgisini, korumacılığını ve yol göstericiliğini verememeleri karşılığında yaşadığım şoklar. bunları anlatabilecek kelimelerim yok malesef. 
henüz kitabı bitirmedim. tedavi olabilmek için yapılabilecekleri anlatan kısma yeni geçtim. ama okumak ve anlaşılmak, bundan birkaç ay önce terapide söylediğim “ben kendimi doğurmak istiyorum” cümlemi daha bir derinden anlamamı ve kararlı olmamı sağladı. 
bir kere daha söylüyorum, benzer şeyler hissettiyseniz veya anne olacaksanız bu kitabı mutlaka ama mutlaka okuyun. sizin için bir ayna olacaktır. lohusa depresyonu yaşadığınızda bile bunu önemseyip destek almanızın çocuğunuzun hayatında neleri etkileyebileceğini gösterecektir.
kitaptan bir alıntı:
(öksüz hissetmek üzerine)
bu duygunun ortaya çıkış şekillerinden birisi, kişinin kötü muamele gördüğü ya da tatmin etmeyen ilişkileri sürdürmesine neden olan sevgi açlığıdır, çünkü muhtaçlık duygusu o kadar umutsuzdur ki terk edemezler. seviliyor olduklarını bilmek için kendi içlerinde bir referans noktasına sahip olmadıklarından sıklıkta “hiç yoktan iyidir” diye düşünürler. bazıları ise sevgisiz yaşamayı incinmenin kıyılarında yaşamaktan daha kolay (ve daha tanıdık) bulurlar.

Diye yazmış ekşisözlükten "zerrin egeliler vs heather brooke" nickli bir annezede. Velhasıl yalnız değiliz! Bu satırları ancak yaşayanlar bilir. Ancak yaşayan hisseder aynı duyguyu. Biri sizi tarif ediyormuş gibi olursunuz. Var olan annenin yokluğunu hissedenler kulübüne hoş geldiniz!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anne Sen Bana Ne Yaptın?

Tavsiye: Var Olan Annenin Yokluğu

Kendi kendine ebeveyn olmak - Özşefkat