Çocukluğunuza Dönelim



Narsist bir anneye sahip olmak Türkiye'de oldukça zor. Malum anne kutsaldır. Anneler hep bizim iyiliğimizi ister. Annemizi sevmek zorundayız. Anneleri başımızın üstünde taşımalıyız... vs. vs.

Sağlıklı yetişkin (bu tamlamayı psikologumdan çaldım.) bir anneye sahip olanlar bu yazıyı okurken beni ayıplayacak, nankörlükle suçlayacaklar. Sizin doğduğunuz günden beri size güven veren, sizi seven, sevgisini belli eden, en temel ihtiyaçlarınızı karşıklayan bir anneniz varsa o kadar şanslısınız ki... Sizi kıskanıyorum. Keşke benim de olsaydı. Çünkü diğer türlüsü emin olun çok zor. İnsanı 30 yaşında minicik bir bebeğe çevirebiliyor bazen. Narsist bir anneye sahip olmaksa dünyayı savaş meydanına çeviriyor. Sınırlarınızı hep korumak zorundasınız. Ki bunu öğrenmek ancak annenizin narsist olduğunu öğrenmenizle başlıyor. Ve hiç de kolay değil bildiğiniz her şeyi değiştirmek.

Evet 'çocukluğunuza dönelim' gerçekten doğruymuş. Terapi sırasında ben de zaman zaman dönüyorum. Hayatımızdaki birçok davranış şeklimizin o çocukluk dönemlerimizle bir ilgisi var. Eşeledikçe çıkıyor. Zamanla terapiden sonra evde, otobüste, bir cafede kendi kendime  bir aydınlanma yaşadığım zamanlar da oluyor. Terapide ilk başta çocukluğumu hatırlamıyordum çok fazla. Sanki beynim silmiş gibiydi o günleri.

Kötü bir çocukluk sadece bol dayaklı bir çocukluk demek değilmiş. Anneninizin size karşı sorumluluklarını yerine getirmemesi de yeterince kötüymüş. Anneniz sizi sevebilirmiş ama sevgisini göstermemişse bunun bir önemi yokmuş. 

Çocukluğumu hala ayrıntılı hatırlamıyorum. Net hatırladığım birkaç anı var, onlar da çok hatırlanası şeyler değil zaten. Hepsi annemin birşey yapmasından değil de yapmamasından kaynaklanan anılar. Bir yangın çıkartmayabilirsiniz, ama elinizde bir yangın söndürme tüpü varken çıkan bir yangını söndürmüyorsanız bu da bir hatadır. 

Mesela ailemin durumu ortalama bir memur ailesi kıvamındayken bana hiç şahane bir oyuncak alındığını hatırlamıyorum. Hatta oyuncak alındığını çocuk çocuk sevindiğimi ha-tır-la-mı-yo-rum! Annemin beni kucakladığını, saçımı okşadığını hatırlamıyorum. Annemle çok eğlendiğim oyun zamanları hatırlamıyorum. İlkokulda ödevlerimle ilgilenildiğini hatırlamıyorum. Velhasıl sayın okur, ilgi alaka, sevgi saygı hatırlamıyorum. Hayır unutkan olduğumdan değil, hatırlayacak anılarım olmamasından...

Çocuklarınızı sevin, Sevmekle kalmayın onların da bunu bilmesine izin verin. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anne Sen Bana Ne Yaptın?

Tavsiye: Var Olan Annenin Yokluğu

Kendi kendine ebeveyn olmak - Özşefkat