Nasıl etkilendim?


Merhaba,

Çocuk gelişiminde anne babanın rolü malum. Önceki yazılarda "Var olan annenin yokluğu" isimli kitaptan da bahsetmiştim. Bişeyler eksiliyor doğru düzgün annelik görmediğinizde. Ve er ya da geç o doğru düzgün annelik görmediğini fark ediyorsunuz. Çevrenizden, arkadaşlarınızın annesinden, bir öğretmeninizden, sevgilinizden... Küçükken dillendirmek, hatta oralara gelmeden bir sorun olduğunu düşünmek bile oldukça güç. Çünkü öyle sanıyorsunuz doğru olan. Annelik  bu kadar demek ki... Başkalarının anneleri de böyle. Ama öyle değil işte. 

KURAL 1: NE KADAR ERKEN FARK EDERSENİZ O KADAR ÇOK YOL ALIYORSUNUZ!

3.5 yıl önce diplerdeyken psikologa başvurmuştum. Oysa çok öncesinde gitmem gerekirdi. Ancak insan gerçekten psikologu ihmal edebiliyor. Hayattaki önceliklerle ilgili biraz da. Nihayetinde ücretler azımsanmayacak kdr yüksek. Özellikle her hafta gitmeniz gerekiyorsa ciddi bir aylık meblağ tutuyor.İstanbul'da 2016 itibari ile 180-250 ortalamasında devam ediyor. 300-750 TL gibi rakamları da duyabilirsiniz.

PEKİ PSİKOLOGLARIMI NASIL SEÇTİM?

 Tamamen enerji. Komik gelebilir. Ancak çok araştırdım ve aslında seçmenin ne kadar zor olduğunu gördüm. Diploma asla tek kıstas değil. Sosyal medya hesaplarını inceledim ben. Twittter, instagram... zaten oralarda genelde paylaşımlar yapıyorlar. Onları tanımaya çalıştım. Neticede hem her şeyimi anlatacaktım hem de uzuuunnn süre beraber olacaktım. Hayatımda gittiğim ilk psikolog twitter hesabından uzun süredir takip ettiğim bir psikolog oldu. Daha hiç tanınmayan kendi halinde sadece güzel paylaşımlar yapan bir psikologtu. O da ilk defa kendi ofisinde çalışmaya başlamıştı. Gayet iyi anlaştık. Sonra hızla fiyatı yükselmeye başladı. 180TL'den başladığımız  terapiler bu yıl yeniden gitmek istediğimde 350 TL olarak fiyatlandırıldı. Ben de tabi ki gitmedim. Üstelik fiyat da değildi mevzu. Psikologuna güvenmelisiniz! Ve ben artık ona güvenmediğimi farkettim. Önceliği danışanlarını iyileştirmek değil tamamen ticaret olmuştu. Kendisine 1.5 yıl terapiye gittim ara ara. Ve hayatımdaki her şeyi herkesten daha iyi bilen biri haline geldi. Bana çok yardımcı oldu. Ancak 1-2 ay önce yeniden gitmek istediğimde fiyat olarak seans başına 350TL demesi beni şok etti. Çünkü daha geçen sene 250TL ödüyordum kendisine. Zam elbette olacak ancak bence bu oldukça fahiş bir fiyat. Üstelik aynı kişi twitterda çocuğunun okulu için insanların nasıl böyle önemli bir görevi ticarete döktüğünden bahsederken benzerini kendisinin yapması beni kendime getirdi. Aslında indirim talep ettim. Ve aldığım cevap sadece şu oldu: "bu zaten indirimli fiyat" bakın bu cevabı mesaj olarak aldığınızı düşünün! Çünkü bu şekilde haberleşiyorduk zaten. Dolayısı ile kendisi ile yollarımı ayırdım. Twitterda inanılmaz yükselişi, ofisini nişantaşına taşıyabilmesi, ardından kitap çıkarması ve şuan 2. kitabının hazırlığında olması... arada prlı konferanslar, gazetede roportajlar... Neyse kendisi aldı yürüdü anlayacağınız. Bu hikayede takıldığım tek bir nokta var: "bu zaten indirimli fiyat"
Sonra başka bir psikolog buldum. ve yine tamamen hislerime güvenerek başladım. 1.5 aydır devam ediyorum her hafta. Fiyatı daha  katlanılabilir. Ancak hala pahalı elbette. Malesef bu ülkede bozuk psikolojiyi düzeltmek bile oldukça güç.

Sonuç olarak psikologa gidin! O paraları sonuna kadar hak ediyorlar. Yardımları büyük. Bir kere insan motive oluyor iyileşmek için.

BU 3.5 YILDA NELER OLDU?

İlk önce depresyon sebebi ile gittim psikologa. Şema terapiyi kullanıyordu. Lütfen araştırın gerçekten enteresan bir yöntem. Hatta kitapları var okuyun. Kendinizdeki şemaları bulun. Onlar üzerine araştırın. Kaynak çok. İlk olarak neredeyse tüm psikologlarırn tavsiye ettiği "Hayatı Yeniden Keşfedin" kitabını okuyabilirsiniz. Şema nedir, sizde hangi şemalar var, çözüm yolları vb konularını anlatıyor. Neden hep aynı türden adamlara aşık oluyoruz bir cevabı var şema terapide mesela!

3.5 yıl zordu. Terapi kendiniz için yaptığınız en iyi şeylerden biri. Ancak manevi olarak da çok yorucu. Yüzleşmek, geçmişe dönmek, yaşadıklarınızı yeniden yaşamak... Ama yılmadım bu yola baş koydum. Çünkü hayatım hep ortalarda hatta ortanın altında geçiyordu. Modum hep düşüktü. Çok ağır depresyondan kurtuldum ancak hala devam eden bir depresyonum var. Anlatacağım sonra.

Şunu anladım ki kimse size sizden daha çok yardım edemez! Ancak siz isterseniz bişeyler düzelir. Ancak siz kendinizi koruyabilirsiniz. Annemin narsist olabileceğini ilk duyduğumda çok okudum. Yerli kaynak zaten yok. Yabancı siteleri forumları araştırdım. Yalnız değildim. Ve hepsi çözümün tüm iletişimi kesmek olduğunu yazıyordu. Ben o zamanlar bu fikre hiç sıcak bakmıyordum. Yok artık ya annemle konuşmamak mı? gibi geliyordu bana. 

Bu zaman içinde her şeyi ama her şeyi sorguladım. Hayatımı baştan aşağıya gözden geçirdim. Düştüm kalktım. Biraz pes ettim. Soluklandım. Sonra kendime yen motivasyonlar bulmaya çalıştım. Bazen başardım bazen başaramadım. Ama aklımdan iyi olmayı hiç çıkartmadım. Hayatta asıl olayın kariyer vs değil mutlu olabilmek olduğunu gördüm. Şimdi hedefim huzurlu olabilmek, anın tadını çıkarabilmek, mutlu olabilmek. Bunları zaten zaman zaman deneyimledim hissettim. Ama zaten sorun da burada bence. Devamlılık yok! Bugün iyiyim yarın kötü. Sabah harikayım öğleden sonra modum yerlerde. Üstelik hiçbir sebep yokken. 

Sorgularken öğrenmeye de çalıştım. Yine yabancı kaynaklardan depresyonla ilgili okudum. Zaman zaman vitaminlerin önemini buldum. Mutluluk hormonlarını okudum. Zaman zaman youtube'dan psikologların videolarını izledim. Algılarımı açtım. Hep aradım...

Diplerden kurtuldum. 100 tepe noktası ise, başladığında 0-2 arasındaydım. Şimdi 40-50-60lardayım. 

Bi motive oldum kendime baktım makyaj yaptım, sonra motivasyonum düştü günlerde aylarca makyaj yapmadım giyindim çıktım.

Arkadaşlarımla durumumu paylaştım. Çok şaşırdılar. Annemi hiç anlatmazdım. Şimdi anlatır oldum onlara. Annemin yaptıklarının altında ezilmemek için aradım onlara dert yandım. Yardım istedim. Yardım edin demedim ama anlatınca zaten onlar yardım ettiler.

Birçok karakterim diye düşündüğüm özelliğimizin annemin davranışları nedeni ile aldığımı farkettim. Mesela sevgimi gösteremediğimi gördüm. İçimdekini karşımdakinin bilmediğini hissettim. Benim tarafımdan sevilmediğini düşündüğüm sevgilimi aslında ne kdr sevdiğimi göstermem gerek dedim. Bu gerçekten çok zordu. Çünkü sevmek, sevilmek, sevilince bunu normal karşılamak da bir öğrenmeydi aslında. Ve ben bunları çocukken öğrenememişim bunu anladım. 

Öfkelendiğimde, aniden kızdığımda aslında yalnızlıktan şefkat dilendiğimden bunu hissettiğimi farkettim. Hayatımın büyük bir kısmının bu duygu üzerine kurulu olduğunu gördüm: şefkat. Tek beklentim buymuş meğer.

Sonra üzüldüm kendime. 

Ama yine güneş doğdu. İnsan kendi kendine şefkat gösterebilirmiş. Beyin her şeyi öğrenebilirmiş düzenli tekrarlarsan. Sevgi göstermeyi bile.. Şimdi bunlar üzerinde çalışıyorum. 

Annemle ilişkimi en aza indirdim. Açıklama yapmadım. Ondan bir açıklama beklemedim. İçimden gelmedi. Zaten öyle de üzülüyorum dedim ve kendimi geri çektim. Şuan daha mutluyum. Bir vesile ile benimle konuşmuyor olması bile baktığında bir lütuf benim için. Etrafımda yokken daha huzurluyum. Kendi iyiliğime, iyileşmeme daha kolay odaklanabiliyorum. Enerjimi annemle kavga etmeye değil kendime harcıyorum.

Sanmayın ki mutluyum. Hayır hala bir sürü yolum var. Ama uğraşıyorum. Kendimi artık zorluyorum. Beynimi şaşırtıyorum. Eskiden yaptığım şeyleri farklı yapıyorum. O da öğrenecek. Terapiye devam. Stabil bir mutluluk haline kadar devam.

Sevgiler,


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anne Sen Bana Ne Yaptın?

Tavsiye: Var Olan Annenin Yokluğu

Kendi kendine ebeveyn olmak - Özşefkat