Sev kendini, annenin seni sevmediği kadar!

Bir önceki yazıda içimdeki küçük çocuğa ancak ben yardım edebilirim demiştim. Aynen öyle. 25 yıl öncesinde yaşayamadıklarım hep gözümün önüne geliyor. Her gün her dakika, yanımda ki olursa olsun, ne yaparsam yapayım. Mesela bir arkadaşımın çocuğuna bebek alıyorum. Ve o an barbie bebeklere takılıyor gözüm. Benim küçükken hiç gerçek barbie bebeğim olmamıştı. Bunu o zamanlar takmazdım. Aslında şuanda da kalbimi burkan bir anı olarak hatırlamıyorum. Sadece bir an var, o an geldi aklıma işte o barbieleri görünce mağazada. Dejavu!

Köşede bir dükkandı. Adam dükkanın bir tarafındaki camı full barbie bebeklerle kaplamıştı. Mest olmuştum, pembeler morlar onlarca çeşit barbie... Tabi alınmadı. Ve ben de zaten alınmaz diye çok üzülmemiştim o zaman. Yani öyle sanıyordum. Oysa şimdi hatırlayınca sanki böyle yukarıdan bakınca olaya, ileri geri sardırınca, o küçük kız çocuğunun önemsenmemeyi, isteklerinin alınmamasını, "layık olmamayı" kanıksadığını görüyorum. Yazık ona. Hop bu anı bana başka bir şeyi de hatırlatıyor; sahi benim çok isteyip de olan bişeyim olmuş muydu? Ne biliyim çok sevdiğim için bir oyuncak alınmış mıydı, çok sevdim diye parkta 1 saat fazla kalmış mıydık, sırf ben istedim diye/sırf ben mutlu olayım diye benim için parasına puluna bakmadan bişey yapılmış mıydı benim için? Hayır. 

Kötü tarafı buna alışıyosunuz. Zaten olmayacak, zaten alınmayacak... Çünkü bu sizde buna değer olmadığınız hissi uyandırıyor uzun vadede. En yakın tarih örneği:

Evim bir yokuşun sonunda. Ve ben bu yokuştan nefret ediyorum. Hele tedaviye başlamadan önce depresyonum daha da ağırken o yokuş bana ölüm gibi geliyordu. Yani böyle anlatınca saçma geliyor ama ah o yokuş işte... Gözümde büyüdükçe büyüyor, adeta bir ödev gibi geliyordu bana. Ve ben ayda belki de 20 kere eve dönerken o yokuşu çıkmamak için taksiye binmeye başladım. Sonra bunu psikologuma da anlattım. Olay taksiyle eve dönmek değildi. Ben her taksiye bindiğimde kendimi inanılmaz kötü hissediyordum. İçimi suçluluk hissi kemiriyordu. Kesinlikle oh be yokuşu çıkmadım heyooo diyemiyordum. Eve vardığımda yine bindim taksiye ne gerek vardı ayağım yok mu benim binmeseydim, şu yokuşla bile başedemiyorum... Psikologum bana şunu sordu: neden kendini buna layık görmüyorsun? Hayatta bazen sadece biz istiyoruz diye paramızı çarçur edebiliriz, sen kimsenin parasını harcamımyorsun ki, sen kendi kazandığın parayı harcıyorsun, bu para seni ekonomik olarak çökertecek bir miktar mı, (hayır), e o zaman kendine bu lüksü hediye etmeyi çok görme,lütfen bundan sonra taksiye bindiğindeiçinden "oh bee bugün de o yokuşu çıkmıcam ohh sefa olsun" de dedi. Aylık verdiğim 300TL ki o zaman bana koymayacak bir rakamdı, beni bunalımlara sokuyordu. Psikologun faydası ne biliyor musunuz, size kendi değerinizi hatırlatıyor olması aynı zamanda. O seanstan snra ben her taksiye bindiğimde sefam olsun derim! Ve bir de size bir aydınlanma geliyor haliyle. Hayatta kendime yaptığım diğer haksızlıkları düşündüm çok bu aydınlanma ile. Böyle neleri hak görmüyorum kendime dönüp baktım. Neden suçluluk hissediyorum diye düşündüm. Oysa evet benim geçim kaynağım bendim! Zaten bana hayatta kimse yardım etmiyordu ki! 

İşte böyle böyle o içimdeki çocuğun yaralarını sarmayı öğreniyorum. Bunun için Uzman Psikolog Zeynep Selvili'nin Tedx konuşmasını da byük bir zevkle dinledim. Aklımın bir köşesine attım. Uygulamaya çalışıyorum. En büyük ilacımız bu çünkü: kendimi belki de hem kendim hem de anne yerine sevmek, double sevmek, ben küçükken bana ne yapılmadıysa kendime onu yapmak.

Umarım beğenirsiniz siz de.





Sonradan gelen edit: ayol ben bu videoyu daha önce de yayımlamışım zaten :)) demek ki bu bir işaret daha çok uygulayalım diye. öperim :)

Yorumlar

  1. Bana cok barbie alindi biliyor musunuz? O kadar cok alindi ki hatta sirf gozden uzakta olayim ses etmeden kendi basima uzakta oynayim diye. Ben de beni sevdikleri icin aldiklarini sanirdim. Meger kendi beceremedikleri ebeveynligi kapatmak icinmis. Sirf siz mutlu olun diye size birseyler alinmadi para harcanmadi demissiniz ya o size alinmayanlar bana alindi hep ama sirf ben mutlu olayim diye degil emin olun. Yasim 30 kusur oldu hala barbielere bakarim almak isterim sanki alinca birsey degisecekmis gibi. Sevgiyle kalin.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anne Sen Bana Ne Yaptın?

Tavsiye: Var Olan Annenin Yokluğu

Kendi kendine ebeveyn olmak - Özşefkat